悲伤的歌曲

Translate-翻译

2015年12月31日木曜日

Eksilirken

Bir yıl kadar daha esti soğuk
Bir yıl daha süründüm
Bin yıllık yokluğumu
Bir yıl daha düşündüm.

Bir yıllar daha gelecek ve gidecek
Her seferinde bu yavaş yavaş eksilecek
Her eksilişi kutlu her eksilişi de gerçek

Ne yapraklar yıl oldu düştü gözümün önünden
Her biri daha soğuktu binlerce kartanesinden
Bir yıl daha eksildi şimdi ömür penceremden
Ve ben bir yıl daha Sana yakınım Rabbim..

Onur Yürük
#Karanfil
onuryuruk.blogspot.com

2015年9月14日月曜日

Beyaz için..

Beyaz hala var; yürüyebilirim.
Yağmur yağsa da yürüyebilirim.
Siyahtan kurtulmak...
Bunu Beyaz için yapabilirim..
onuryuruk.blogspot.com.tr



2015年9月7日月曜日

Ben..

Ne dağları geçtim, aştım ben!
Ne şişleri söküp attım kalbimden!
Ne yaralarıma tuz basıp ağladım.
Ne acılarla bahsettim geçmişimden..

Sen nereden bileceksin ki evrenimi?
Ne zaman ben oldun ne zaman yaşadın beni?

2015年9月6日日曜日

Kayboluş



Siyah.. her yeri bu renk kaplamış, neden ki? Yine mi ziyaret edecek yoksa beni? Yine mi tırmalayacak büyük bir hırsla beynimi? Yine mi alacak ruhumdan bir parça izinsiz.. Siyah, yine mi!
Örülü.. Her yer taşlar ile örülü, bir kafes gibi yuvarlak, bir örümcek kadar tiksindirici. Han duvarlarından daha geçilmez, daha ulu: İçindeyim. 
Damla.. yağmur gibi bir damla bu fakat rengi siyaha çalıyor. Siyah! Kaçamam senden! Oysa ki inanmıştım.. Hayallerime, geleceğime, sevgime inanmıştım. İçinde bir sürü ağacın olduğu rüzgarlı bir şehre inanmıştım. Beyaz güllerle kaplı buram buram sevgi kokan bir bahçeye inanmıştım. Umuda, dirence ve güce inanmıştım. Ne oldu bakışım, ne oldu dayanışım? Uzaklardan esen soğuk birer rüzgar gibisiniz. Okuyamıyorum artık ismimi, ne oldu bana? İnanmıştım. 
Keşke gerçekten son verebilsem ucu bucağı görünmeyen sorularıma; anlam veremediğim sayısız rüyalarıma, siyaha... Evrendeki yalnızlığıma, boşluğa, varlıktaki yok oluşuma yokluktaki varlığıma verebilsem; son..
Keşke inancımın gerçek olduğuna inanabilsem.. Keşke, keşkelerle kurduğum bu siyah evreni aydınlatabilsem. Keşke açtırabilsem beyaz gülleri, koklayabilsem. Keşke, keşke, keşke..
onuryuruk.blogspot.com.tr
#YazılarımÇığlıklarım #Karanfil 
Siyah gibi yaşıyorum; itildim. Beyaz görünmüyor..

2015年9月1日火曜日

Kokuyorsun..

Özgürlük kokuyorsun pencerem; kanatlanıp uçmak kokuyorsun, dolunay kokuyorsun ..

#Karanfil onuryuruk.blogspot.com.tr


2015年8月13日木曜日

Beyaz

Varız, her ne şekilde olursa olsun varız işte. 
İnsan, ağlayarak doğdu. Bembeyaz bir bahçeye siyah saçları ile doğdu. Habersizdi olacaklardan o yalnızca ağlıyordu; bence mutluluktandı. 
Büyüdü yaşadı acıyı tattı. Hep mutluluktan mı ağlayacaktı? Ağlamanın aslı acıdandı. Sürekli o beyaz bahçenin içinde mi kalacaktı? Hayır, çoktan başlamıştı beyaz çiçekler kırmızıya koşmaya. Kan kırmızı beyazdan dönme çiçekler.  

İnsan! Sayısızca ağladı kırmızı bahçede. Lanetler yağdıracak kadar bile gücü yoktu. Olsaydı beddua ordusu ile gelirdi. Gelemedi sustu ve ağladı. Bekliyordu. Neyi, neyi bekliyordu? Tekrar beyazın gelişini mi? Evet tamda buydu. İsteği oluş buldu. O bembeyaz saçlarla gömüldü. Evet simsiyah bir toprağa...    

Beyaz bir gün gelecek, sadece koşmam gerek. Ayaklarım olmasa bile bunu başarabilirim ne dağlar aştım ben ayaksız. Siyahıda aşabilirim.   
#Karanfil  
onuryuruk.blogspot.com.tr   

#Deneme #YazılarımÇığlıklarım #Beyaz #Siyah #Kırmızı #YolUzunDeğil #Koşacağım #YarışBenim

2015年7月13日月曜日

Son tablo

Gördükleriniz Sonbahara yaklaşan güzel bir ağacın yaprak döküş seremonisi. Ne kadar da güzel dökülüyor yapraklar değil mi? Ne hoş bir görüntü. Evet, bu hoşluk acaba ölen bir ağacın çığlıklarının son tablosu mu? Evet evet bu bir tablo, ölürken bile insanları mutlu etmek isteyen bir ağacın son çığlıklarının tablosu.
#Karanfil
onuryuruk.blogspot.com.tr

2015年7月12日日曜日

En çokta..

Sevdiğim insanlarda birer birer kayıp gitti elimden. Dün benimle olanlar yok şimdi. Dün beni sevdiğini söyleyenler yok şimdi. Zaten 3-4 kişiydiniz, sizde gittiniz. Ve ben öyle bir ahmağım ki, sizleri hala seviyorum. Seviyorum çünkü sevgi sonsuzdur. Yoksunuz artık. Verdiğim onca sevgi karşısında aldıklarım sadece üzüntü: Mutsuzum. Bunca itilmişlik bunca bıçaklanış, hançerleniş... Yorgunum. Bu soğuk yolda artık yorgunum. En çokta aptal oluşumdan yorgunum..

..gerçek değilsiniz.''

..geldi ve şöyle dedi:
-Hey! Senin burada ne işin var?
-...
-Yine mi konuşmayacaksın seni ahmak?
-...
-Millet bizim dilsiz burada haydi ona 'Merhaba!' deyin!
Herkes hep bir ağızdan gülmeye başlamıştı. Arkadan yükselen kahkahalar ona koymuyordu artık. Ses etmedi yine bizim ki, alışkındı; arkasını döndü ve yürümeye başladı. Sessiz adımlarla uzaklaşıyordu okulun arka bahçesinden. Rüzgar saçlarından süzülüyordu .. Bir an duraksadı ve geriye döndü. Gözlerini kapatıp başını yukarıya kaldırdı, derin bir nefes aldı ve sonra dedi ki ''Sadece birer hayaletsiniz, hayallerde varsınız. Evet, tıpkı onlar gibi korkutucusunuz ve canımı acıtıyorsunuz fakat gerçek değilsiniz.''
onuryuruk.blogspot.com

#Karanfil
##カランフィル 
#Onur

2015年6月13日土曜日

Yalnızlaştım

Yürüdüm bu yolda,
Yürüdüm ve uzaklaştım.
Bu siyah ve soğuk yolda,
Yürüdükçe yalnızlaştım.

Acılar geldi üstüme,
Geldikçe olgunlaştım.
Ben onlardan kaçtıkça,
Daha çok yakınlaştım.

Canım yandı sürekli,
Yandıkça berbatlaştım.
Kendimi bulmak isterken,
Kendimden uzaklaştım.

Varlığım geldi aklıma,
Geldikçe yakınlaştım.
Düşünce aleminde kayboldum,
Düşündükçe yalnızlaştım.


Onur Yuruk​
#Karanfil
#Ağlama
#GüzelGünlerElbetGelecek
#YalnızDeğilsinAllahVar

onuryuruk.blogspot.com.tr

2015年6月2日火曜日

Ayrılış

Yaşıyoruz.. 
Ne olursa olsun buna devam ediyoruz.

Elimde bir yaprak var henüz solmamış. Mutlaka solacak çünkü kopuşu taze dalından.. Sızlanıp duruyordu. Tenine yavaşça işliyordu ölüm.. Hangi ölüm? Hayattan ayrılış mı dalından ayrılış mı? Tam olarakta buydu derdi; sızlanıp duruşu..

Sarardı yavaştan. Bir nemlilik vardı üstüne o da sarıydı. Parça parça oldu ayrılırken. Hayatından mı dalından mı? Sızlanışından...

Anıları vardı sevdikleri vardı .. Ağzına takılan hüzün dolu ezgileri vardı. Terkedilişleri gözlerden düşüşleri vardı. Unutma beni deyişleri vardı! 

Ağladı ölürken bile. Son anıda olsa ağladı işte. Bu bozulmuş kırılmış dünyadan ayrılırken bile ağlanabiliyormuş demek ki. 

Sarılmıştı oysaki. İnancına umuduna hayallerine sarılmıştı. Ne yapacaktı? Elinden gidiyordu hepsi. Bir ölüm uğruna gidiyordu. 

Kabullendi ve ayrılış ayini başladı. Bir rüzgar esti aldı götürdü onu elimden.. Uçurdu sonsuzluğa Uçmağ'a .. Son bir dileği vardı kulağıma fısıldadı uçup gitmeden önce: Hatırlanmak.. Elbette hatırlanacaktı, ölüşü anılacaktı ama onun istediği bu değildi, tam olarak isteği ''Canlıymış gibi hatırlanmak'' ..

Mevsim ilkbahar olsa bile dökülen yapraklar mutlaka olacaktır. Bu yüzden ilkbaharda mutlu mutlu yürümeyin, dökülen yaprakların var olduğunu düşünün. Son anlarında bir dua da siz edin. Belki gülümser.. 

Onur Yuruk​
#Karanfil
onuryuruk.blogspot.com.tr




2015年6月1日月曜日

Sevgiperestlik

Sevdiklerin için acı çekmen gerekir bazen...
Tam olarak sevgi budur, çünkü bu fedakarlıktır.
Usta bir Sevgiperest asla ve asla ağlamaz insanların önünde, sürekli yalnız olduğu zamanlarda sessiz ve soğuk köşelerde ağlar. Güldüğünü, gülümsediğini, mutlu olduğunu zanneder tüm insanlar; sürekli gülümser çünkü. Halbuki bilemezler en çok acıyı çekenin o olduğunu. Sevgiperest'tir, ustadır o...
Maddi acılar vardır elbet sahibiz hepimiz bunlara, yalnız manevi acıların telafisi güçtür ve bu acılara sahip olanların sayısı oldukça azdır. Ruhta eksik olan hiç bir şey yeniden yapılandırılamayacak kadar zordur ancak dualar bunun önüne geçebilir belki bu dünyada belki öbür dünyada...

Bu yüzden ne olursa olsun gülümse!
İçi içine yanan, ölmeden önce cehennemin sıcaklığını tattıran bir kalbi kim bilebilirdi ki zaten? Kendi bilirdi Rabbi bilirdi başkası değil..

-Karanfil
onuryuruk.blogspot.com.tr

#AğlamaKaranfil
#YolUzunYürümeyeDevam
#CanYanarElbet
#YalnızDeğilsinAllahVar
#AllahYeter
#Değerlisin
#NeOlursaOlsunGülümse
#Karanfil

2015年5月5日火曜日

Soğuk Koridor ❄

Soğuktu dünya, soğuktu hayat, soğuktu insanlar; her şey soğuktu. Uçsuz bucaksız bir koridor gibiydi insanın hayatı, o kadar güçtü ki bu soğuk yolda yürümek bu buz gibi koridorda.
İnsan.. Beş harften oluşan bir kelime, sıkışıp kalmış bir madde... Ne kadarda acı çekti. Yokluk aleminden varlık alemine geçerek bunca acıyı tattı. Aslında bunca acıyı tatması istendi..
O bu soğuk koridorda içi içine ağladı o iğrenç diller ve gözler saldırınca ... 
Kimileri maddi acılara sahipti, kimileri ise manevi... Maddi acılara dayanabilirdi insan çünkü bilirdi maddi olan her şeyin geçici olduğunu, peki ya manevi acılar? Dertsiz hayata sahipti bazıları. Kimse onların üzüldüğünü düşünmedi, 'ahmaktır' deyip geçtiler. Her zaman bunu yaparlardı, o papaz dilleri ile noktayı koyarlar ve kahkahalara boğulurlardı. İçi içine yanan, ölmeden önce cehennemin sıcaklığını tattıran bir kalbi kim bilebilirdiki zaten? O bilirdi, Rabbi bilirdi başkası değil. Kimileri hakaret etti, kimileri destek çıktı, kimileri umursamadı bile. Destek çıkanların çoğuda belirli bir zaman geçtikten sonra uzaklaştı. Olsun dedi insan ve yürümeye devam etti. Ölünceye kadarda yürüyecekti.
Geçecek elbet dedi insan içi içine tekrardan.. Onlar itti diye pes etmedi. Biliyordu ki gerçekler elbet bir gün ortaya çıkacaktı; kimisi hayatta kimisi Rabbin huzurunda ..
Onur
www.onuryuruk.blogspot.com.tr

Yaşam

Kimileri yaşama tutundu, kimileri terk etti yaşamı ..

2015年4月23日木曜日

Yaşam ağırdı çünkü!

Dünya yaratılmıştı insan da öyle. Bu yeni kürede yeni yerler farklı lezzetler vardı. Bu yüzden gelmek istedi belkide dünyaya insan: Gezmek istedi bu yeni kürede, sevmek, büyümek..
Ve gelebildi sonunda. Heryeri gezdi, sevdi, büyüdü.. Yaşam denilen şeyi tatmış oldu böylelikle.. Başlarda mutlu gibiydi sonradan anladı bu 'kendini kandırmacayı'. Üzüldü insan. Istediği gibi gitmemeye başlamıştı bu düzen. Soğudu bir anda, sevemedi zaman geçtikçe; ayrılmak istedi ve öldü.. Neden sevememiştiki sonraları!? Biliyorum ben; yaşam ağırdı çünkü kırdı bütün terazileri..

2015年4月20日月曜日

Yürüyeceksin!

Kalacaksın tabi ki yiğidim,
Ne hakaretlere ne eziyetlere maruz kalacaksın!
Yılmayacaksın ama yiğidim!
Yürüyeceksin...
Koşarak yürüyeceksin!
Engel olamazlar ki sana..
Elbet bitecek bu,
Ne mutluluklar kapı açacak sana,
Neleri tutacak elinden,
Ne köşkler ağırlayacak seni cennette,
Ne kanatlar takılacak sana,
Cennetin o bembeyaz gökyüzünde!
Yılmayacaksın tabi ki yiğidim,
Yılmamalısın!
Sen koşmaya devam edeceksin,
Ayağın takılsada kalkıp koşacaksın,
Yılmayacaksın!
Seni bekleyen gül bahçeleri var!
Ama şunu unutmamalısın yiğidim;
Neleri gelecek kapına güllerle,
Neleri yapmacık gülücükler atacak sana,
Neleri kuracak arkandan haince planlar,
Yılmayacaksın!
Koşacaksın!
Duramazsın ki zaten..
Koşacaksın!
Ağlayacaksın yiğidim!
Ağlayacaksın tabi ki de!
Can bu yanar tabi ki,
Kanar tabi ki,
Bu yüzden ağlayacaksın!
Belli etmeyeceksin yiğidim,
Ağladığını belli etmeyeceksin!
İçine içine ağlayacaksın,
Kimse bilmeyecek bunu yiğidim,
Bilmemeli!
Söyleyemezsin zaten yiğidim!
Kalbinin yandığını, ağladığını..
Gülümseyeceksin yiğidim,
Dışarıdan mutlu görüneceksin!
Kimse bilmeyecek yiğidim ağladığını..
Bilmemeli!
Emin ol yiğidim!
Yanan kalbinse,
Kimse bilsin istemezsin...

Onur
onuryuruk.blogspot.com.tr


2015年4月17日金曜日

Küçük Kartanesi

Sıkılmıştı kartanesi... Küçücük bedenindeki büyükçe yüreğiyle sıkılmıştı hemde! Beklemekten, beyazdan sıkılmıştı. Merak onu özünden bile sıkacak kadar sıkmıştı. Bekliyordu kartanesi.
Birden bire bulutlar toplandı ve birleşiverdiler.. Beyaz, büyük bir sur gibi oldular, sımsıkı kenetlendiler.. Kartanesi bekleye dursun düşme zamanı çoktan gelivermişti.. Tabi ki gelecekti, sonsuza kadar bekleyecek değildi ya! Zamandı bu elbet geçecekti.
Her şey için hazırdı. Yeryüzünün o iğrenç topraklarında erimeye bile çoktan razı olmuştu.
Merak nasıl bir duyguydu? Tertemiz, bembeyaz, küçücük bir kartanesini ele geçirebilecek kadar etkili miydi?
Yağdı kartanesi büyük bir heyecanla yeryüzüne.. O merağı uğruna kanlara bulanmış günahkar yeryüzünü, tertemiz ve pak olan gökyüzüne tercih etmişti bile...

Onur
onuryuruk.blogspot.com.tr

2015年4月14日火曜日

Yunus 62-64

Haberiniz olsun ki Allah'ın veli kulları için hiç bir korku yoktur! Onlar mahzun da olmayacaklardır; onlar iman edip takvaya ermiş olanlardır. Dünya hayatında da ahirette de onlar için müjdeler vardır ..

2015年4月13日月曜日

Daha hiçbir şey yaşayamadan..

Rabbim! 

Bundan yıllar öncesiydi. 


Etrafımda bir sürü göz, hepsi sanki birer diken, birer ok. Savunmasızdım, çaresizdim. Ne yapmıştım ki ben? İnsanları çok sevmiştim, herkesi çok sevmiştim...


Canım yanıyor, duygularım karmakarışık...


Ben istemez miydim gezmek, dolaşmak, içten içe gülmek, sevilmek.. Ben istemez miydim sahip olduğum bütün yetenekleri sergileyip alkışlanmak.. Ben istemez miydim güzel karelerde olmak...


Gülemedim. Hiç bir zaman gerçek duygularla gülemedim, kendimi kandırıp durdum. Gülmek nasıl bir duyguydu; gerçek duygularla gülmek, içten içe gülmek?


Neden bana saldırdılar ki? Hakaret edip dışladıklarında hiç mi düşünmediler! Benim insan olduğumu mu unuttular, benim duygularımın var olmadığını mı zannettiler.. Ben robot muydum Rabbim! 
Oysaki nefretlerini bir köşeye bırakıp ellerini göğsümün üzerine koysalardı benimde bir kalbimin var olduğunu göreceklerdi. Sımsıcak, heyecanla çarpan bir kalbin var olduğunu hissedeceklerdi ..
Böyle yaparak mutlu mu oldular? Benim gözyaşlarımı onlar, gülmek için kullandı. Ben bir oyuncaktan başka bir şey değildim. 

Sizlere sesleniyorum, gözyaşlarımı sömürecek kadar düştünüz mü?


Kıpkırmızı yapraklarım vardı açılmayı bekleyen.. Ben yapraklarımı açmak için çok uğraştım, ama olmadı; başaramadım.. Daha bir tane bile yaprak açamamışken soldum, parçalandım, çürüdüm... Bunları bana yaşatarak eğlendiniz sizler... Güldünüz, alay ettiniz...


Çok iyi hatırlıyorum ilkokul yıllarımda köşelerde tek başıma oynadığımı.. Kimse yoktu işte. Sen vardın hep, Sen'den başkası yoktu...


Canım yanıyor, duygularım karmakarışık.. 


-Gerçekten yorulmuş, duyguları neredeyse yok olmuş biri; Onur..

Yaşamak istediklerimi benden çalanlar bunun bedelini ödeyeceksiniz!

Benim gözyaşlarımla attığınız o iğrenç kahkahaların bedelini mutlaka bir gün ödeyeceksiniz! Allah'ın huzurunda yemin ederim ki ödeyeceksiniz!

Yıpranıyorum..

Zaman geçiyor, rüzgar her zamankinden daha hızlı.. Yol her zamankinden daha uzun.. Gözlerim her zamankinden daha yorgun.. 

Bir titreme geliyor içimden, ruhumdan geliyor.. Ben yaşamaya çalışırken oluyor nedense hep.. İnsanları geçtim; rüzgar sende mi izin vermiyorsun yaşamama? Neden peki? Estiğin istikamette miyim? Hızını mı kesiyorum! Acılar ile yıkanmış bu saçlarım seni rahatsız mı ediyor? 

Ben yaşıyorum.. Kendimi, insanları ve diğerlerini bilmeden yaşıyorum.. Bilmeden yürüyorum ben..

Sevenler oldu beni, yanıma gelip konuşanlar, bana emek verenler... O kıymetli zamanlarını benim için feda edenler.. Anlayamadılar ne yaptılarsa beni! Ya da ben anlatamadım.. Ve onları da kaybettim..

Yaşıyorum hala, sebepsizce.. Sanki yolun sonu yok, boşa yürüyorum .. Sanki çabalarımda boşa.. Çıkmaya çalıştığım bu merdiven yoksa yalan mı? Sonunda bir ışık yok gibi, yok... Neden peki, neden yok? Daha önce benim için var olan bu ışık artık neden sönüyor! 

Bir sürü sonbahar atlattım.. Bir sürü çınar ağacı eskittim altında ağlayarak... Bir sürü karga sesi dinledim ben karanlıkta şarkı niyetine.. Bir sürü..

Sahip olduğum tek şey umuttu. Bu benim ruhumdaki tek tohumdu. Onu her gün suladım, çok iyi baktım ben ona. Büyümedi ki! Büyütemedim..

Yıpranıyorum..
Rüzgarın karşısında durarak,
Hiç bir şeyi bilmeden yürüyerek,
Beni sevenleri kaybederek,
Yürüdüğüm yolun sonunu bilmeyerek,
Sessizce ağlayarak; karga sesleri dinleyerek,
Ektiğim umut tohumunun büyümesini bekleyerek..

-Onur Yuruk


2015年3月17日火曜日

Yine

Yine üzüldüm, ağladım kimse inanmadı. Gülüp geçtiler..

Beni sevdiğini söyleyen insanlara ne oldu?


2015年2月26日木曜日

Ne olursa olsun...

Uçurtmam

Bir uçurtmam var benim
Uçurdukça sevdiğim
İpini saldıkça
Özgürleştiğim...

Rüzgar bastırıyorken havada
Savruluyor bir sağa bir sola
Düşecek gibi olurken alana
Engel oluyorum
Yükseliyor semaya...

Onu mutlulukla boyadım
Umut ile bağladım
Sevgim ile saldım
Bırakamazdım rüzgara
Bırakmadım.

Aldırmıyorum rüzgara
Uçurtmam uçmak istiyor benim
Ne kadar yorulsa da bu havada renklerim
Hala siyaha meydan okuyabilirler;
Hala siyaha meydan okuyabilirim...

-Kim olduğunu bilme yolunda rüzgar kadar hızlı olmak isteyipte;
bir kaplumbağa misali yol katedemeyen biri...
-Onur Yuruk
www.soncokyakin.blogspot.com.tr


Yeniden!

Haykırabilirim!

Bende mutluydum küçükken... Bende sokaklara çıkıp koşardım. Dostlarımın yüzüne baktığımda bende gülümserdimm bir zamanlar... Ben ağladım nedensiz, ben ağladım habersiz... Ben kimdim? Düşüncelerim geldi yanıma onlarla tanıştım.. Sürüklendim onlarla, gittim... Ağlıyor muydum yoksa? Bu yaşlarda neyin nesiydi? Yağmurdu evet kesinlikle yağmur... Ben ağladım. Sessizce ağladım hemde içime atarak ağladım... 

Ben sevdim gerçek duygularla... Bağlandım gerçeklerle... Olduğum gibiydim. Sizleri sevdim ben her şeyimle.. Sevildiğimi umuyordum. Evet kullanılmak için sevildiğimi... Beni sevemediniz. Nedenini sordum yüzlerce kez kendi kendime... Saf olmaktı. Olsun  dedim bu da geçer... Zaman geçti. Nefretin içinde kayboldum, boğuldum... Söylesene bunu ben mi istedim? Çok günah mı işledim? Kimlerin kalbini şişledim? Belki de istemeden sizleri geçiştirdim...

Aynaya baktım geçen gün. Yüzüm çok değişmişti. 8 Yaşındayken baktığım o yüz yoktu. Ben büyümüştüm. Aynaya yaklaştım, yüzüm çok değişmişti... Kendimi tanıyamadım. Yaklaştım, yaklaştım... Bir şeyi fark ettim.. Eski benden kalan bir kaç yüz parçası... Bulabilmiştim onları.. Gülebilen bir kaç parça. Çok sevindim çok. Eskisi gibi olabilirim, yine gülebilirim. Haykırabilirim! 

-Kim olduğunu bilme yolunda rüzgar kadar hızlı olmak isteyipte;
bir kaplumbağa misali yol katedemeyen biri...
-Onur Yuruk
www.soncokyakin.blogspot.com.tr