Siyah.. her yeri bu renk kaplamış, neden ki? Yine mi ziyaret edecek yoksa beni? Yine mi tırmalayacak büyük bir hırsla beynimi? Yine mi alacak ruhumdan bir parça izinsiz.. Siyah, yine mi!
Örülü.. Her yer taşlar ile örülü, bir kafes gibi yuvarlak, bir örümcek kadar tiksindirici. Han duvarlarından daha geçilmez, daha ulu: İçindeyim.
Damla.. yağmur gibi bir damla bu fakat rengi siyaha çalıyor. Siyah! Kaçamam senden! Oysa ki inanmıştım.. Hayallerime, geleceğime, sevgime inanmıştım. İçinde bir sürü ağacın olduğu rüzgarlı bir şehre inanmıştım. Beyaz güllerle kaplı buram buram sevgi kokan bir bahçeye inanmıştım. Umuda, dirence ve güce inanmıştım. Ne oldu bakışım, ne oldu dayanışım? Uzaklardan esen soğuk birer rüzgar gibisiniz. Okuyamıyorum artık ismimi, ne oldu bana? İnanmıştım.
Keşke gerçekten son verebilsem ucu bucağı görünmeyen sorularıma; anlam veremediğim sayısız rüyalarıma, siyaha... Evrendeki yalnızlığıma, boşluğa, varlıktaki yok oluşuma yokluktaki varlığıma verebilsem; son..
Keşke inancımın gerçek olduğuna inanabilsem.. Keşke, keşkelerle kurduğum bu siyah evreni aydınlatabilsem. Keşke açtırabilsem beyaz gülleri, koklayabilsem. Keşke, keşke, keşke..
onuryuruk.blogspot.com.tr
#YazılarımÇığlıklarım #Karanfil
Siyah gibi yaşıyorum; itildim. Beyaz görünmüyor..
0 件のコメント:
コメントを投稿