Dünya aşklarını ve dünyaya ait geçicilikleri anlatan şiirler, yazılar...
Insanlar bu tarz yazılara bayılıyor.Yalnız birşeyi unutuyorlar; bu yazıların anlattığı konuların bir gün son bulacağı gerçeği gibi, onlarında bu zevkleri bir gün son bulacak!
❝然而,如果他们把仇恨摒弃一边将双手放在我的胸前,就会明白我也有一颗心,一颗热烈跳动的心。❞ | ❝However, they would see that I also had a heart if they put their hatred on a corner and put their hands on my chest. They would feel that there was a thrilling heartbeat there ..❞ TK・秀樹さん|泽睿
悲伤的歌曲
Translate-翻译
2014年8月31日日曜日
2014年8月29日金曜日
Ey Gönül
Ey Gönül!
Neden üzgünsün?
Acı çekmen niye?
İstediğin ağaçlar sulanmadı mı bu diyarda?
İstediğin yıldızlar kaymadı mı senin için gökyüzünde halka halka..
Bir kez olsun gülmedin, neden?
Acı çekmen niye...
Rahatla biraz rahatla gönül sularında.
Selam gönder gönlündeki şairlere, yazarlara.
Seni dinliyorum Ey Gönül!
Seninleyim her an!
Seni dinliyorum.
İkimizde biriz seninle...
Sen bensin bende senim her yerde.
Yapayalnızız kendi benliğimizde, benliğimizce.
Peki bitecek mi biliyor musun bu hüzün?
Sona erecek mi bir gün bu üzgün yüzün?
Kurtarıcı mı bekliyorsun yoksa!
Kimi bekliyorsun?
Nerede bekliyorsun?
İkimiz tek bir bedeniz, tekiz, biriz.
Beklediğin kurtarıcı biz olabilir mi?
Ben olabilir mi?
Rahatla gönül!
O kurtarıcı zaten kurtardı bizi...
Beni kurtardı.
Tekliğimi kurtardı.
O öyle bir kurtarıcı ki,
Ben yokken o vardı.
Hala bir kurtarıcı mı bekliyorsun?
Hayır, beklemiyorsun.
Dinle o zaman beni lütfen 'BEN'im.
Kapat sessizliğini bir kutuya
At onu yorgun geçen rüyalarına.
Sessizce at, sessizce.
Sonra tekrar dön baharına.
Çiçek açtır o solgun yapraklı ağaçlarına.
Su dök acı çeken mezarlığındaki sessiz topraklara...
Üzülme Ey Gönül!
Gül Ey Gönül!
Sevin Ey Gönül!
Sevdir Ey Gönül!
Sev Ey Gönül!
- Onur Yuruk
Neden üzgünsün?
Acı çekmen niye?
İstediğin ağaçlar sulanmadı mı bu diyarda?
İstediğin yıldızlar kaymadı mı senin için gökyüzünde halka halka..
Bir kez olsun gülmedin, neden?
Acı çekmen niye...
Rahatla biraz rahatla gönül sularında.
Selam gönder gönlündeki şairlere, yazarlara.
Seni dinliyorum Ey Gönül!
Seninleyim her an!
Seni dinliyorum.
İkimizde biriz seninle...
Sen bensin bende senim her yerde.
Yapayalnızız kendi benliğimizde, benliğimizce.
Peki bitecek mi biliyor musun bu hüzün?
Sona erecek mi bir gün bu üzgün yüzün?
Kurtarıcı mı bekliyorsun yoksa!
Kimi bekliyorsun?
Nerede bekliyorsun?
İkimiz tek bir bedeniz, tekiz, biriz.
Beklediğin kurtarıcı biz olabilir mi?
Ben olabilir mi?
Rahatla gönül!
O kurtarıcı zaten kurtardı bizi...
Beni kurtardı.
Tekliğimi kurtardı.
O öyle bir kurtarıcı ki,
Ben yokken o vardı.
Hala bir kurtarıcı mı bekliyorsun?
Hayır, beklemiyorsun.
Dinle o zaman beni lütfen 'BEN'im.
Kapat sessizliğini bir kutuya
At onu yorgun geçen rüyalarına.
Sessizce at, sessizce.
Sonra tekrar dön baharına.
Çiçek açtır o solgun yapraklı ağaçlarına.
Su dök acı çeken mezarlığındaki sessiz topraklara...
Üzülme Ey Gönül!
Gül Ey Gönül!
Sevin Ey Gönül!
Sevdir Ey Gönül!
Sev Ey Gönül!
- Onur Yuruk
Aldanmak?
Ve onlar her zaman karanlığa aldandı...
Oysa ki sonuç hep aynıydı;
-Karanlıklar içinde, parlayan taşlarını yitirmiş binlerce gönül...
Gündüz vardı her zaman, gece de öyle...
Zannettmeyin ki bizler aydınlıktayız.
Hayır bizler her zaman güneşin 'gölgesinde' idik...
Oysa ki sonuç hep aynıydı;
-Karanlıklar içinde, parlayan taşlarını yitirmiş binlerce gönül...
Gündüz vardı her zaman, gece de öyle...
Zannettmeyin ki bizler aydınlıktayız.
Hayır bizler her zaman güneşin 'gölgesinde' idik...
Belki Hep
Yüz binlerce kez dua edeceğim gelecek için,
Mutluluk için, huzur için, sevgi için.
Acı çekip duracağım belki..
Yılmayacak bu gönül,
Zulmetseler hep.
Hakaretlere maruz kalacağım,
Ağlayacağım belki hep.
Çok güneşler batacak,
Üzüleceğim belki hep.
Hiçbir şey yapamayacağımı bilsem bile,
Dua edeceğim belki hep,
Sığınacağım belki hep,
Yalvaracağım belki hep.
Her şeye karşı dimdik duracağım çünkü,
Kırılacak bu gönül durmadan,
Belki hep.
-Onur Yuruk
Mutluluk için, huzur için, sevgi için.
Acı çekip duracağım belki..
Yılmayacak bu gönül,
Zulmetseler hep.
Hakaretlere maruz kalacağım,
Ağlayacağım belki hep.
Çok güneşler batacak,
Üzüleceğim belki hep.
Hiçbir şey yapamayacağımı bilsem bile,
Dua edeceğim belki hep,
Sığınacağım belki hep,
Yalvaracağım belki hep.
Her şeye karşı dimdik duracağım çünkü,
Kırılacak bu gönül durmadan,
Belki hep.
-Onur Yuruk
Umut
Gönlümde ki bir güneşti ahlak,
Dünya'yı tanıdıktan sonra eridi,söndü...
Bırakmadı aramayı gönlüm; koştu, çırpındı, yoruldu...
Hisseti tekrar varlığını.
Yok olamazdı!
Eriyemezdi!
Sönemezdi!
Sustu, ağlamaya başladı...
Hiç bir zaman umudunu yitirmedi.
Çünkü umut; her zaman vardı.
Belki bir gün bulacaktı.
Sevdiğini, gerçek olanı, olması gerekeni bulacaktı.
Şahlandı, koştu, koştu, koştu...
Cesaret tek dostuydu bu yolda.
İnanç ile tanıştı; mutlu oldu.
Rabb'i tanıdı; aşık oldu.
Herşeyini yitiren bu gönül bir kez daha gülüyordu şimdi.
Aradığı şeyi bulmuştu çoktan.
Belki Güneşi yok olmuştu ama,
Bütün gece Ay hep onunlaydı...
-Onur Yuruk
Dünya'yı tanıdıktan sonra eridi,söndü...
Bırakmadı aramayı gönlüm; koştu, çırpındı, yoruldu...
Hisseti tekrar varlığını.
Yok olamazdı!
Eriyemezdi!
Sönemezdi!
Sustu, ağlamaya başladı...
Hiç bir zaman umudunu yitirmedi.
Çünkü umut; her zaman vardı.
Belki bir gün bulacaktı.
Sevdiğini, gerçek olanı, olması gerekeni bulacaktı.
Şahlandı, koştu, koştu, koştu...
Cesaret tek dostuydu bu yolda.
İnanç ile tanıştı; mutlu oldu.
Rabb'i tanıdı; aşık oldu.
Herşeyini yitiren bu gönül bir kez daha gülüyordu şimdi.
Aradığı şeyi bulmuştu çoktan.
Belki Güneşi yok olmuştu ama,
Bütün gece Ay hep onunlaydı...
-Onur Yuruk
Günahlarım
Kalbimin üstünde siyah siyah noktalarım,
Bir sürü haline gelmiş küçücük günahlarım,
Yakıyorlar beni, ben farkında değilim!
Onlar benim ellerimde ki alevden toplarım.
Bir çare bana dost, artık bir çare
Dayanamıyor kalbim bu çirkinliklere
Kaçsam boş, kurtulmaya çalışsam boş
Sultan olmuş günahlarım kalbime, derinlerde,
-Onur Yuruk
Bir sürü haline gelmiş küçücük günahlarım,
Yakıyorlar beni, ben farkında değilim!
Onlar benim ellerimde ki alevden toplarım.
Bir çare bana dost, artık bir çare
Dayanamıyor kalbim bu çirkinliklere
Kaçsam boş, kurtulmaya çalışsam boş
Sultan olmuş günahlarım kalbime, derinlerde,
-Onur Yuruk
Çaresizlik
İnsanlar sürükledi bizleri diplere, derinlere...
Hakaretler ile yüzleşmek bu kadar zordu işte,
İki göz verildi insana görsün diye,
Kullanamadı, kullandırtmadılar...
Kızgın demirlerden kurtulmak istedi sadece,
Yıkmak istedi onları bütün kalbiyle!
Söndürmek için acımasızca girdi demirli yere,
Söndüremedi, söndürtmediler.
Kılıktan kılığa girdi, şekilden şekile
Boyandı siyaha, mora, yeşile,
Doğru yolda olmak istedi sadece
Olamadı oldurtmadılar...
-Onur Yuruk
Hakaretler ile yüzleşmek bu kadar zordu işte,
İki göz verildi insana görsün diye,
Kullanamadı, kullandırtmadılar...
Kızgın demirlerden kurtulmak istedi sadece,
Yıkmak istedi onları bütün kalbiyle!
Söndürmek için acımasızca girdi demirli yere,
Söndüremedi, söndürtmediler.
Kılıktan kılığa girdi, şekilden şekile
Boyandı siyaha, mora, yeşile,
Doğru yolda olmak istedi sadece
Olamadı oldurtmadılar...
-Onur Yuruk
Mor Bulut'a Elveda
Bizler hiçbir zaman yaşayamadık sevgimizi,
Kendi boynumuza doladık gönül iplerimizi.
İstedi bu gönül daima; sevmek ve sevilmek,
Büzüldü kollarına, büzüldü sonsuza dek!
İstediğin kadar iste, senin olmayacak o taht,
Bu gönül hep böyle; perişan ve bedbaht.
İşte böyleydi bizim hayatlarımız,
Hep derindi, çileliydi yalnızlıklarımız.
Güle güle sevdam, güle güle Aşkım...
Güle güle içime attığım ahlaksızlığım...
-Onur Yuruk
Kendi boynumuza doladık gönül iplerimizi.
İstedi bu gönül daima; sevmek ve sevilmek,
Büzüldü kollarına, büzüldü sonsuza dek!
İstediğin kadar iste, senin olmayacak o taht,
Bu gönül hep böyle; perişan ve bedbaht.
İşte böyleydi bizim hayatlarımız,
Hep derindi, çileliydi yalnızlıklarımız.
Güle güle sevdam, güle güle Aşkım...
Güle güle içime attığım ahlaksızlığım...
-Onur Yuruk
Sevgi çok güzel...
İnsan olmayana ''insan'' gibi davranılacağını zannediyorsa kişi büyük bir yanılgı içerisindedir. Yalnız bizler herkese insan gibi davranıyoruz. Nedeni çok basit, çünkü bizler ''İnsanız''.
Benden istediğiniz kadar nefret edin, kin duyun, haykırarak ağızlarınızdan köpük saçın, inanın artık sizlerden nefret etmiyorum, sizlere kin duymuyorum. Sizleri seviyorum. İnsan olduğunuz için seviyorum. Sevgiyi yaratanın birer eseri olduğunuz için seviyorum... Sizleri SEVİYORUM...
-Onur Yuruk
Benden istediğiniz kadar nefret edin, kin duyun, haykırarak ağızlarınızdan köpük saçın, inanın artık sizlerden nefret etmiyorum, sizlere kin duymuyorum. Sizleri seviyorum. İnsan olduğunuz için seviyorum. Sevgiyi yaratanın birer eseri olduğunuz için seviyorum... Sizleri SEVİYORUM...
-Onur Yuruk
Yemin Ediyorum!!!
Geçiciliklere hayran kalmış sizler ile hiç bir bağım olamaz! Ben sonsuza aşığım... İşte sizler aşkın ne olduğunu bilmiyorsunuz. Aşk sonsuzluktur.
Her zaman gülün, aşağılayın, nefret edin, kin kusun.. Bu şekilde eğlenin, tadını çıkarın.. Sizler "aptallıklar" ile mutlu olduğunuzu zannedin..Sonra durmayın bunlar ile bir kule yapın. İnanın o kuleyi küçücük bir torbaya sığdıracağım! Sonrada o torbayı kahkahalar atarak CEHENNEMİN DİBİNE ATACAĞIM!
Yemin ederim ki DİBİNE atacağım!!!
-Onur Yuruk
Her zaman gülün, aşağılayın, nefret edin, kin kusun.. Bu şekilde eğlenin, tadını çıkarın.. Sizler "aptallıklar" ile mutlu olduğunuzu zannedin..Sonra durmayın bunlar ile bir kule yapın. İnanın o kuleyi küçücük bir torbaya sığdıracağım! Sonrada o torbayı kahkahalar atarak CEHENNEMİN DİBİNE ATACAĞIM!
Yemin ederim ki DİBİNE atacağım!!!
-Onur Yuruk
Küçük Dut
Bir dut düştü yere, çürümüş dallarımdan
Ağlayarak düştü, hali binbir perişan
Kurtaranı yoktu, hayatın kanunu bu
Bir dut olsa bile, ölüm onun da sonu
Yoktu bir anlamı, çürük dalda durmanın
Sessizce bekleyip, yavaş yavaş kokmanın
Düşmemekten başka, varmıydı ki çaresi?
Biliyordu o da, hoştu ölümün sesi...
Şimdi o dut benim, çürük dal ise dünya
Yaşamak anlamsız, kalmamışken haya
Tek kurtuluş yolu, atlamaktır bu daldan
Hayat zincirini, koparmaktır bu yoldan...
-Onur Yuruk
Ağlayarak düştü, hali binbir perişan
Kurtaranı yoktu, hayatın kanunu bu
Bir dut olsa bile, ölüm onun da sonu
Yoktu bir anlamı, çürük dalda durmanın
Sessizce bekleyip, yavaş yavaş kokmanın
Düşmemekten başka, varmıydı ki çaresi?
Biliyordu o da, hoştu ölümün sesi...
Şimdi o dut benim, çürük dal ise dünya
Yaşamak anlamsız, kalmamışken haya
Tek kurtuluş yolu, atlamaktır bu daldan
Hayat zincirini, koparmaktır bu yoldan...
-Onur Yuruk
Çaresizce Bekleyiş
Yine üstüme geliyor kırmızı iğneler,
Etrafımda dağlar gibi sahtekar gölgeler.
Ölü ağaçlarla dolu bir labirentteyim,
Nasıl kalkar üstümden bu karanlık perdeler?
Taht kurmuş gönlümde, padişah gibi sütunlar,
Korkutucu aynalar, kısık sesli çığlıklar.
Zindanlarda oturmuş umutla bekliyorum,
Ne dostlar geliyor, ne de beyaz atlılar...
Yer yarılıyor sanki, gökle yarış tutuyor.
Kahpe dünyanın sonu nerelere gidiyor?
Boşuna bu endişeler, çünkü biliyorum
Bu kötü filmin sonu 'Kıyametle' bitiyor!
-Onur Yuruk
Etrafımda dağlar gibi sahtekar gölgeler.
Ölü ağaçlarla dolu bir labirentteyim,
Nasıl kalkar üstümden bu karanlık perdeler?
Taht kurmuş gönlümde, padişah gibi sütunlar,
Korkutucu aynalar, kısık sesli çığlıklar.
Zindanlarda oturmuş umutla bekliyorum,
Ne dostlar geliyor, ne de beyaz atlılar...
Yer yarılıyor sanki, gökle yarış tutuyor.
Kahpe dünyanın sonu nerelere gidiyor?
Boşuna bu endişeler, çünkü biliyorum
Bu kötü filmin sonu 'Kıyametle' bitiyor!
-Onur Yuruk
Karanlıkta Kaybolmak
Ağlıyorsun şimdi, karanlık bir odada.
Göz yaşından başka hiç kimse yok yanında,
Başını öne eğmişsin, sallanıyorsun,
Durmadan, yalnızlığın mor salıncağında..
Her geçen saniye, küsüyorsun hayata,
Korkuların yanına geliyor adeta,
Çürümüş meyveler sunuyor sana sonkez
Titreyerek, ölümün soğuk sofrasında.
Üzülüyorsun geçmişe, yaptıklarına
Herşey anlamsız artık ağlamak ne fayda?
Bu renksiz kabusu bitirmek için durma!
Sal kendini, mezarlığın loş toprağına...
-Onur Yuruk
Göz yaşından başka hiç kimse yok yanında,
Başını öne eğmişsin, sallanıyorsun,
Durmadan, yalnızlığın mor salıncağında..
Her geçen saniye, küsüyorsun hayata,
Korkuların yanına geliyor adeta,
Çürümüş meyveler sunuyor sana sonkez
Titreyerek, ölümün soğuk sofrasında.
Üzülüyorsun geçmişe, yaptıklarına
Herşey anlamsız artık ağlamak ne fayda?
Bu renksiz kabusu bitirmek için durma!
Sal kendini, mezarlığın loş toprağına...
-Onur Yuruk
Hancı
Hızla yürürken bir gün, korkmadan yolumda
Büyük kanatlı bir nur, duruverdi karşımda
Anlamıştım çoktan ben vaktim doldu bu handa
Bu hayat nasıl bitti, anlamadım o anda.
Yaptıklarım aklımdan, film gibi geçiyordu.
Almak için canımı, bana yaklaşıyordu.
Süre dolmuştu artık, gitme vaktiydi şimdi
Çekti ruhumu benden, göklere uçuverdi.
Uçarken yavaşladı, durdu yeni bir Handa
Koydu aciz ruhumu, tamda karşısına
Dedi ki bana 'Ey sen!' ne diye korkuyorsun?
Rabbine gidiyoruz, neden üzülüyorsun?
Bende durdum o anda; korkmadan, titremeden
İçimdeki dertleri, söyleyiverdim hemen.
Dedim ki 'Büyük elçi!' bana çok zulmettiler
Ne zaman bu terazi, hak olanı dengeler?
Tekrar bana dedi ki terazi bozuk değil,
Bak şu büyük aynaya, izlede herşeyi bil!
Bakarken ben aynaya, bir insanı gösterdi.
Bu insan dünyadayken, bana çok zulmederdi.
Dünya üzerinde o, bozgunculuk yaparken,
Ağlamaya başladım, hemde hiç durmadan ben.
Yaptıklarını gördün, şimdi bu pis hainin,
Sakın korkma ona da gelecek 'Azrail'in.
O zaman ne yapacak, nerelere kaçacak?
Kaçamazdı bir yere, burasıdır 'son durak'.
Ben burada izlerken, gidiverdi yanımdan.
Aldı onun canını, uçuverdi oradan.
Şaşkınlıklar içinde, bakarken ben aynaya
Bozguncunun o ruhu, giriverdi lavlara.
Inanmıştım artık ben, gerçekten o 'Hancı'ydı.
Vakti geleni alır, adaleti sağlardı.
Anladım ki şimdi ben, hiç biri yalan değil,
Yapılanların ise, karşılığı yok değil!
-Onur Yuruk
Büyük kanatlı bir nur, duruverdi karşımda
Anlamıştım çoktan ben vaktim doldu bu handa
Bu hayat nasıl bitti, anlamadım o anda.
Yaptıklarım aklımdan, film gibi geçiyordu.
Almak için canımı, bana yaklaşıyordu.
Süre dolmuştu artık, gitme vaktiydi şimdi
Çekti ruhumu benden, göklere uçuverdi.
Uçarken yavaşladı, durdu yeni bir Handa
Koydu aciz ruhumu, tamda karşısına
Dedi ki bana 'Ey sen!' ne diye korkuyorsun?
Rabbine gidiyoruz, neden üzülüyorsun?
Bende durdum o anda; korkmadan, titremeden
İçimdeki dertleri, söyleyiverdim hemen.
Dedim ki 'Büyük elçi!' bana çok zulmettiler
Ne zaman bu terazi, hak olanı dengeler?
Tekrar bana dedi ki terazi bozuk değil,
Bak şu büyük aynaya, izlede herşeyi bil!
Bakarken ben aynaya, bir insanı gösterdi.
Bu insan dünyadayken, bana çok zulmederdi.
Dünya üzerinde o, bozgunculuk yaparken,
Ağlamaya başladım, hemde hiç durmadan ben.
Yaptıklarını gördün, şimdi bu pis hainin,
Sakın korkma ona da gelecek 'Azrail'in.
O zaman ne yapacak, nerelere kaçacak?
Kaçamazdı bir yere, burasıdır 'son durak'.
Ben burada izlerken, gidiverdi yanımdan.
Aldı onun canını, uçuverdi oradan.
Şaşkınlıklar içinde, bakarken ben aynaya
Bozguncunun o ruhu, giriverdi lavlara.
Inanmıştım artık ben, gerçekten o 'Hancı'ydı.
Vakti geleni alır, adaleti sağlardı.
Anladım ki şimdi ben, hiç biri yalan değil,
Yapılanların ise, karşılığı yok değil!
-Onur Yuruk
Paranın Kullarına
Gözlerimde yaş var şimdi, gönlümde vaha...
Bütün bedenim ağlıyor benim aslında.
Kelimelere dökmek çok zor, tarifsiz...
Bu bedenim neden şimdi çaresiz?
Hiç durmadan ağlasam sabahlara kadar.
Üzülsem, perişan olsam parçalanana kadar!
Yırtsam boğazımı bağırarak çatlayana kadar...
Hakkım yok benim gülmeye,ölünceye kadar.
Hiç bir sey yapamıyorum ağlamaktan başka!
Söz geçiremiyorum insafsız insanlara(!)
Nefretin ve kin'in kulları olmuşlardır onlar,
Artık onları ne bıçak paklar ne de ip paklar!
Acıma yokmu bunlarda vicdan yok mu?
Sevgi yokmu bunlarda kalp yok mu?
Anlamaları çok mu zor, bu hayat yalan!
Ye iç gez dolaş ama bir gün öleceksin inan!
Neden anlatıyorum ki durmadan ben bunları?
Yine anlamayacak onlar; paranın kulları!
Her gün lanet ediyorum size acı çekerek ölün!
Öyle ölmeseniz bile öbür dünyada görün!
-Onur Yuruk
Bütün bedenim ağlıyor benim aslında.
Kelimelere dökmek çok zor, tarifsiz...
Bu bedenim neden şimdi çaresiz?
Hiç durmadan ağlasam sabahlara kadar.
Üzülsem, perişan olsam parçalanana kadar!
Yırtsam boğazımı bağırarak çatlayana kadar...
Hakkım yok benim gülmeye,ölünceye kadar.
Hiç bir sey yapamıyorum ağlamaktan başka!
Söz geçiremiyorum insafsız insanlara(!)
Nefretin ve kin'in kulları olmuşlardır onlar,
Artık onları ne bıçak paklar ne de ip paklar!
Acıma yokmu bunlarda vicdan yok mu?
Sevgi yokmu bunlarda kalp yok mu?
Anlamaları çok mu zor, bu hayat yalan!
Ye iç gez dolaş ama bir gün öleceksin inan!
Neden anlatıyorum ki durmadan ben bunları?
Yine anlamayacak onlar; paranın kulları!
Her gün lanet ediyorum size acı çekerek ölün!
Öyle ölmeseniz bile öbür dünyada görün!
-Onur Yuruk
登録:
投稿 (Atom)