Adem'i Havva ile,
Kandırdıktan sonra İblis meyveyle,
Dünyaya gönderdiğinde sürgüne,
Kabul etmedin mi tövbesini,
Önceden öğrettiğin sözünle?
Peki ya kurtarmadın mı Nuh'u tufandan,
Kılmadın mı ikinci baba,
Küre-i arzda beşere?
Peki ya İbrahim'in ateşini,
Çevirmedin mi cehennemden cennete?
Peki ya kuyudaki Yusuf'u,
Dönüştürmedin mi Mısır'da prense?
Peki ya Eyüb'ün eşiyle,
Vermedin mi gençliğini geri,
Her şeyini kaybetse de sabredince?
Peki ya Musa'yı,
Vermedin mi asayı,
Yardırmadın mı denizi ikiye?
Peki ya Davud'a gelince,
Davud sırra erince,
Kılmadın mı emrine amade,
Tüm serveti sözüne?
Miras bıraktığında elindekini,
Emrettirmedin mi Süleyman'ı cinlere?
Bindirmedin mi rüzgardan gemilere?
İnşa ettirmedin mi Mescid-i Aksa'yı,
Ta göklere,
En göklere?
Peki ya İsa'yı,
Çekince Meryem çarşafı,
Demedin mi destekledik Ruh'ül-Kudüs ile?
"Ey ölü kalk, diril Allah'ın izni ile!"
Peki ya gelince Muhammed'e,
Övdürmedin mi adını senelerce,
Haber vermedin mi önceden,
Gerek Tevrat'ta,
Gerek İncil'de?
Demedin mi hafiflettik,
Gıcırdamakta olan yükü,
O sırtındaki yükü diye?
İşte bu yüzden sana ümidim,
İşte bu yüzden sana bekleyişim.
Ben hep sevginleyim,
Seninle hep sendeyim.
-Onur Yürük
0 件のコメント:
コメントを投稿