Şu günlerde hepimizin canı sıkkın, yeterince ağladık olanlara, üzüldük. Çoğu zaman fikir çatışmalarının ortasında kaldık, birbirinden kötü günler gördük. Bu gibi zamanlarda umuyorum ki herkes fark etmiştir, aslında İnsan denilen varlık bakılmaya muhtaç bir bebek gibi: Tek başına ve yalnızdır. Sığınacak, saklanacak, sarılacak kimsesinin olmadığını ancak bu gibi günlerde hissedebiliyor, sonraları ise bu yaşadıklarını kolayca beyninin karanlık bölgelerine gömebiliyor.
Gerçekten az bir çaba ile düşünülecek olursa, aslında İnsan ne tek başınadır ne de yalnızdır, onun her zaman sığınabileceği, saklanabileceği hatta ve hatta sarılabileceği Birinin var olduğu gün kadar aydınlıktır. Çünkü İnsan yaratılmıştır, dünya beşiğinde de büyümektedir. Ona yol gösteren, gün kadar aydınlık olan O kişi, en büyük merhamet sahibi esirgeyen ve bağışlayan Yüce Allahtır, her daim övülmeye layık olan Allahtır.
Gerçekten az bir çaba ile düşünülecek olursa, aslında İnsan ne tek başınadır ne de yalnızdır, onun her zaman sığınabileceği, saklanabileceği hatta ve hatta sarılabileceği Birinin var olduğu gün kadar aydınlıktır. Çünkü İnsan yaratılmıştır, dünya beşiğinde de büyümektedir. Ona yol gösteren, gün kadar aydınlık olan O kişi, en büyük merhamet sahibi esirgeyen ve bağışlayan Yüce Allahtır, her daim övülmeye layık olan Allahtır.
Sözüm şu ki içinde bulunduğumuz bu evrende herkesinde bildiği gibi çok uzun bir yolculuğa tâbiyiz. Belki de bundan dolayıdır yalnızlığımız, hüznümüz veyahut kederimiz demeyeceğim çünkü bundan dolayı değil, bilakis İnsanın amacını unutmasından dolayıdır bütün bu yaşadıkları. Yüce Allah kutsal kitabında şöyle buyuruyor: ''Ve ben, cinleri ve insanları, ancak bana kulluk etsinler diye yarattım'' (bkz:Kutsal Kur'an 51:56). Çok bârizdir ki mutsuzluğumuzun kaynağı, bu evrende yaşıyor olmamızda ki gâye uğrunda yaşamıyor olmamızdır. Biz sadece bunu unutuyor, kişisel zevk ve istklerimizin kölesi oluveriyoruz. Çoğu zaman kibir ve kin dediğimiz illetin içine saplanıyor bu bataklıkta boğuldukça boğuluyoruz.
Keşke İnsan bu amacını unutmadan yaşasaydı ve yalnızca bu amacı, yazdığı bu birkaç satırla kısa bir süreliğine geçerli kılmasaydı, bunun yerine sonsuza dek kafasına kazısaydı.
İnşirah suresi ile bitirmek istiyorum, Allah ile kalın amacınıza sahip çıkın!
İnşirah suresi:
Rahmân ve Rahîm olan Allah'ın adıyla.
Senin için bağrını açmadık mı?
İndirmedik mi senden o yükünü?
O sırtında gıcırdamakta olan (ve bu şekilde sana eziyet veren) yükünü?
Senin şanını yüceltmedik mi?
Demek ki, zorlukla beraber bir kolaylık var.
Evet o zorlukla beraber bir kolaylık var!
O halde boş kaldığında yine kalk yorul!
Ve ancak Rabbinden ümit et, hep O'na doğrul!
Keşke İnsan bu amacını unutmadan yaşasaydı ve yalnızca bu amacı, yazdığı bu birkaç satırla kısa bir süreliğine geçerli kılmasaydı, bunun yerine sonsuza dek kafasına kazısaydı.
İnşirah suresi ile bitirmek istiyorum, Allah ile kalın amacınıza sahip çıkın!
İnşirah suresi:
Rahmân ve Rahîm olan Allah'ın adıyla.
Senin için bağrını açmadık mı?
İndirmedik mi senden o yükünü?
O sırtında gıcırdamakta olan (ve bu şekilde sana eziyet veren) yükünü?
Senin şanını yüceltmedik mi?
Demek ki, zorlukla beraber bir kolaylık var.
Evet o zorlukla beraber bir kolaylık var!
O halde boş kaldığında yine kalk yorul!
Ve ancak Rabbinden ümit et, hep O'na doğrul!
İnşirah kelimesinin anlamı: 1. Açılma. 2. Açıklık, ferahlık.
0 件のコメント:
コメントを投稿