Meğer hepsi yalanmış.
Ben uzaklarda uzakları yakın etmek için uzaktayken yakınlardan
Yakınlar bana yakınlaştıkça uzaktaymış
Ben uzaklaştıkça yakınlaşmışım da yakınlar bana uzaklaştıkça yakınlaşamamış.
Kimse bilmiyor görmüyor duymuyor zamanın öylece akıp gittiğini.
Nelerle sınandım, neler neler gördüm ama hiç bu kadarı zoruma gitmemişti.
Arzuladığım yapmak istediğim onca şey yakınların gözünde sanki umrumda değilmiş de bir ben varmışım kendimle benliğimle.
Çok zoruma gitti, kaldıramadım.
Sürekli dalıyorum uzaklara sürekli yokun zihnen.
İnsan üzülüyor, ben üzülüyorum.
Onca şey yapıp onca çabayı kendimden ödün vererek göstermeme rağmen sanki zalimlerdenmişim gibi bana merhamet gösterilmemesi karşısında nefes alamaz, varlığını idâme ettiremez hale geliyorum. Her şeyimi yakınlarım için yapıyor olmama rağmen neden kendilerinden beni uzaklaştırıyorlar? Herkesin sîmâsında zerre gülümseme görmek için onca şaklabanlıklara büründüm. Herkes için yapamam dediklerimi psikolojimi ve karakteristik yapımı hiçe sayarak yapmak için azmettim. Yer yer bencillik etmişimdir fakat kendim için asla etmedim. Sahip olduklarım yakınlarımsa onlara karşı özgür olmamın nesi fazlaydı?
Yazdıklarımdan sürekli mağduriyetimi belirtiyor olduğumu anlıyor olabilirsin, merak etme buraları benden başka okuyan yok. O halde şimdi ben bencil mi oluyorum? Kendi yazdıklarımı kendim ile okuyarak kendici mi oluyorum?
Çok zoruma gitti. Çok ağrıma gitti.
Unutmamak için yazıyorum buraya.
Bir şeyleri çok yapmak isteyip hiç yapamadığım ve asla yapmak istememişçesine dillere alay konusu olduğumu asla unutmamak için.
İçime oturduğu; bu kadar sahip olduğum her şeyimle geliyor ve hiçbir karşılık beklemiyor, sonuna kadar güvenip sarsılmayacakmışım gibi davranabiliyor isem dokunduğu için yazıyorum.
Mukayese değil fakat en sevdiklerimle geldim ben. En değerlilerimle geldim, en sakındıklarımla en saflığımla. Bilseydim bilemezdim gelip gelmeyeceğimi fakat yine gelmek için can atardım içten içe ama yine bilmezdin ve yine hiç olurdum. Çöküyor olduğumu görmeme rağmen..
Ben boşuna dememiştim Aokigahara'dayım ve her yer kırmızı kurdelelerle dolu diye: Her seferinde kendimi astığım ve o beyaz kurdelelerin kırmızıya döndüğü o yerde. Diriliyor muyum? Bu öldükten sonra kalkıp yazıp durmakta olan ölü dirilmiş mi de yazabiliyor? Hayır. Fakat dirilmişçesine ölüme karşı gelerek yazabiliyor.
Hal böyle iken bana bunları revâ görenler merhametsizdir.
Hiç bu kadar aşağılanmamıştım.
Her şeye yazıklar olsun. Keşke kan yerine kara kussaydım. Keşke beyaz siyah olsaydı ve üzerime güneş doğmasaydı da karanlıkla beraber yok olsaydım. Keşke edebiyatım ziyan, sevinçlerim hüzün olmasaydı. Keşke ölüme dirilmişçesine kafa tutarak yazan ölü bedenim yaşama isteğiyle ölüme karşı gelerek harcanmasaydı. Keşke uzaktayken uzak olan yakınlar yakınken uzak olmasaydı, yok olsaydım.
Geçmişe bakmayacağım gelecekse yarınsız. Et parçası kalbim en küçük parçasına kadar tıpkı cam parçası gibi kırık ve her yer karanlık, kapkaranlık...
TK・秀樹さん|泽睿